Endişeli zihin yapısından sakin zihin yapısına nasıl geçebiliriz?

Endişeli zihin yapısından sakin zihne geçmek için öncelikle zihnimizin arkasında dönüp duran endişelere bir bakmamız gerekiyor. Onları olduğu gibi kabul etmeden önce gerçekten doğrular mı? Aslında senin endişelerin mi yoksa başkaları tarafından sen fark etmeden zihnine öylece yerleşmiş düşünceler mi? Ve neden ordalar? Bu gibi sorular üzerine düşünmek faydalı olacaktır.

Çünkü çoğu zaman gerçeklikten çok uzak endişelerle meşgulüz. Bize kim tarafından söylendiğini bile bilmediğimiz bazı kalıp düşünceler, sürekli bir şeyleri doğru yapmadığımızı söylüyor ya da yeterli olmadığımızı hissettiriyor. Ve onlarsız olamayacağımız hissi ya da onları bıraktığında neler olacak bilmeme belirsizliği bu endişelere daha da sıkı sarılmamıza neden oluyor. 

Başka bir deyişle, düşmemek için bir dala sımsıkı tutunuyoruz ve düşeceğimiz yeri görüp korkmamak için gözümüzü kapatıyoruz fakat gözlerimizi açtığımızda görüyoruz ki uçurumun kenarında değil, yerden sadece 10 metre yükseklikteyiz. Bu dal parçasını bıraktığımızda aslında düşmeyecek, rahatlayacağız.

Rahatladıkça endişelerden arındıkça, sakinlikle umut haline geçecek daha verimli olacak ve hayatı daha üretken bir yerden karşılamaya başlayacağız .