Spor giyim markasından çok daha fazlası: Birdiejay
İşte Birdiejay’i denemen için 3 neden:
Spor salonundan günlük hayatımıza dolabımızın vazgeçilmez parçası: Tayt!
Eğer tayt alışverişi yapmayı düşünüyorsanız Birdiejay'in sizin için doğru adres olabileceğini düşünüyoruz. İşte nedenleri:
Leggings of a Lifetime, Leggings of a Lifetime 7/8, Limitless No Front Seam Leggings.
Kendi tarzına en uygun siyah taytı bulmaya hazır mısın?
Birdiejay, son koleksiyonunda #birdiejaypeople'ı üç farklı kumaş türüyle tanıştırdı:
Birdiesculpt, Birdieflex ve Birdieshine.
Peki nedir bu kumaşların farkları?
Gelin beraber inceleyelim.
Spor yaparken sadece spor yapmaya odaklanabilmek aslında büyük bir lüks.
Eğer sen de "Spor sütyeniyle rahat edemiyorum, beni çok sıkıyor, sürekli çekiştirip duruyorum, bir yerim açılacak mı diye düşünmekten konsantrasyonum bozuluyor." diyenlerdensen doğru yerdesin.
Senin için en doğru olan "o" sporcu sütyenine 3 adımda ulaşmaya hazır mısın?
Her türlü kombinimizin vazgeçilmez parçası: Tayt!
Hem spor yaparken, hem de günlük hayatımızda taytların kendine sağlam bir yer edindiği kesin.
Peki doğru tayt seçimi nasıl olmalı?
“O tayt”ı seçerken dikkat etmemiz gerekenleri 4 başlık altında topladık.
Anlam arayışının cevabı herkese göre değişiyor. Kimileri uzun soluklu hislerinin en iyi haline odaklanırken kimileri anlamı, anlık keyiflerde buluyor. Kimileriyse hiçbir zaman bulamıyor ve bulunduğu ortama, çevresine göre devamlı yeni baştan şekilleniyor.
Düşünüyorum:
Anlamı yanlış şeylerde mi bulmak daha kötü yoksa kaybolup hiç bulmamış olmak mı?
Bu ayın da sonuna gelirken şükür hali üzerine biraz konuşmak istedim. Bence bir soluklanıp sahip olduklarımıza teşekkür etmek yürüdüğümüz yolu aydınlatıyor, sence de öyle mi?
Hayatımızın her alanında dengeyi bulduğumuzda kendimizin en iyi haline dönüşmek için motivasyonumuz artıyor, içimizdeki gücü yansıttıkça ise hayatımızın bereketi çoğalıyor. Kendimize zaman ayırmayı unutmamak tüm işlerimize kolaylıkla yetişebilmemizi sağlıyor.
Bu aralar en çok aidiyet duygusunu hissettiğimi görüyorum. Bulunduğum ortamlardan yanımdaki insanlara, yaşadığım yerden verdiğim kararlara ya da okuduğum kitaptan giydiğim kıyafetlere… hepsine ait hissediyorum ve yapmak istediğim işler, birlikte yürümek istediğim insanlar tam olarak bu hissini sıkça yaşıyorum. Fakat bundan 2 yıl önceye baktığımda bunun tam zıddı hisleri yaşadığımı hatırlıyorum.
Hayatımızdaki toksik ilişkileri fark etmek düşündüğümüz ve bir çırpıda söyleyebileceğimiz kadar kolay olmayabilir. Bu ilişkileri fark edebilmemiz için öncelikle hislerimize bakmamız gerekiyor. Bu ilişkilerdeki insanlarlar hayatındayken ilerleyemiyor, tıklanmış ya da soluk soluğaymış gibi hissedebilirsin. Bu yol gösterici hislerin sana nerde, kiminle ve ne zaman geliyor olduğuna bakabilirsin. Bu ilişkileri fark edip onlardan özgürleşmeyi başardığında ise yol alman kolaylaşacak.
2021’e dönüp baktığımda öğrendiğim ve hayata geçirebildiğim en değerli şeyin toksik ilişkilere son vermek olduğunu görüyorum.
Peki senin hayatındaki ilişkilerin ne durumda?
Kendine izin verebildiğini anlamak için öncelikle yoğunluklarını ve hislerini anlayıp anlayamadığına bakmak gerekiyor. Mesela, 5. ayına girdiğimiz ve her hafta çarşamba günü buluştuğumuz haftalık newsletter’ımızı, bu hafta benim yoğunluğum nedeniyle cuma günü paylaştık. Kendimi yoğun ve yorgun hissettiğimi fark edip dile getirmesem ve gerekli önceliklendirmeleri yapmasam haftayı "burn-out" olmuş şekilde, mutsuz ve koşuşturma halinde kapatabilirdim.
O yüzden 1 dakika dur ve düşün:
Geçmişi bırakma cesaretini göstermek ve kabul sürecine geçmek için öncelikle geçmişte yaşamış olmamıza rağmen hala zihnimizde sıkça tekrarlanan olaylara dönüp bir bakmamız gerekiyor. Çünkü onlar bize aslında içimizde bir şeyleri kabul etmediğimizi gösteriyor.
Endişeli zihin yapısından sakin zihne geçmek için öncelikle zihnimizin arkasında dönüp duran endişelere bir bakmamız gerekiyor.
Onları olduğu gibi kabul etmeden önce gerçekten doğrular mı? Aslında senin endişelerin mi yoksa başkaları tarafından sen fark etmeden zihnine öylece yerleşmiş düşünceler mi? Ve neden ordalar?
Yeniye yer açmak ve gelenleri sevgiyle karşılamak için öncelikle kendimize dönmemiz gerekiyor. Kollarımızı kendi hayatlarımıza açtıkça ilerliyoruz, gelişiyoruz. Kendimizi unutmamaya, dengede kalmaya odaklandıkça hayatımız parlamaya başlıyor.